ekotesvik.com

0 (535) 450 99 12

info@ekotesvik.com

Yeşil Dönüşüm Destek Programı

YEŞİL DÖNÜŞÜM DESTEK PROGRAMI

AMAÇ : Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımların desteklenmesidir.

KAPSAM : Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri (KOBİ ve Büyük İşletmeler)

DESTEK UNSURLARI : Yeşil dönüşüm uygulamalarından bir veya birkaçına yönelik olarak yapılacak arsa-arazi alımı, bina-inşaat harcaması, makine, teçhizat, teknoloji, yazılım ve donanım alımı ile ölçüm, etüt, test ve danışmanlık hizmetleri, üretim tesisi ve yardımcı birimlerle sınırlı olmak şartıyla destek kapsamındadır.

Program kapsamında mevcut tesise yapılacak ilave yeni yatırımlar dışında kalan komple yeni yatırımlar ile yeşil dönüşüm sürecinde kullanılacak teknoloji ve ürünlerin geliştirilmesi veya üretilmesine yönelik Ar-Ge veya yatırım faaliyetleri için destek sağlanmaz.

TEŞVİK UNSURLARI

KDV İstisnası

Proje kapsamında satın alınan makine ve teçhizatın KDV’den istisna tutulması.

Gümrük Vergisi Muafiyeti

Proje kapsamında satın alınan ithal makine ve teçhizatın gümrük vergisinden muaf tutulması.

Vergi İndirimi

Yatırıma Katkı Oranı: %40, Vergi İndirimi Oranı: %80.

Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği

7 yıl süreyle, brüt asgari ücret üzerinden.

Faiz veya Kar Payı Desteği

TL kredilerde 5 puan, döviz kredilerinde 2 puan, 1,4 Milyon TL sınırına kadar.

KDV İstisnası

Proje kapsamında satın alınan makine ve teçhizatın KDV’den istisna tutulması.

Gümrük Vergisi Muafiyeti

Proje kapsamında satın alınan ithal makine ve teçhizatın gümrük vergisinden muaf tutulması.

Vergi İndirimi

Yatırıma Katkı Oranı: %40, Vergi İndirimi Oranı: %80.

Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği

7 yıl süreyle, brüt asgari ücret üzerinden.

Faiz veya Kar Payı Desteği

TL kredilerde 5 puan, döviz kredilerinde 2 puan, 1,4 Milyon TL sınırına kadar.

Genel Müdürlük tarafından Yol Haritası Raporu uygun bulunan ve destek kararı alınan projeleri gerçekleştirecek olan tesislere program portali üzerinden yol haritasının uygulama süresince Yeşil Dönüşüm Merkezi unvanı verilir.

iklim kanunu

Bu Kanunun amacı; yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılmasını, iklim değişikliğine uyumu ve bu hususlara yönelik planlama ve uygulama araçlarını düzenlemektir.

Bu Kanun; sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve iklim değişikliğine uyuma yönelik faaliyetler ile bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesine ilişkin planlama ve uygulama araçlarının yasal ve kurumsal çerçevesinin usul ve esaslarını kapsar.

Özel sektörün ve kamu kurum/ kuruluşlarının ülkenin iklim hedeflerine, yeşil dönüşüm uygulamalarına ve net sıfır hedeflerine uyumunu zorunlu hale getiriyor. Özel ve Kamu Kuruluşları bir süredir gönüllü olarak sera gazı emsiyonlarını, karbon ayak izi hesaplamalarını, su ayak izi hesaplamalarını yürütmektedir. Bu çalışmalar kuruluşların gerek mark imaj çalışmaları, gerek müşteri talepleri, gerek ihracat şartları kapsamında yürütülmekteydi. Ancak İklim Kanunu ile birlikte bazı sanayi sektörlerinin ve kamu kuruluşlarının bu çalışmaları zorunlu olarak yerine getirmeleri gerekecektir. İklim Kanunu, bir bakıma ülkenin iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm çalışmalarına düzen ve istikrar getiriyor denebilir.

SINIRDA KARBON DÜZENLEME MEKANIZMASI (CBAM)

Avrupa Birliği, yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda karbon kaçağını önlemek ve sanayinin rekabet gücünü korumak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) sistemini devreye almıştır. Bu mekanizma, ithal edilen belirli ürünlerin karbon emisyonlarını dikkate alarak bir karbon fiyatlandırması getirmeyi amaçlamaktadır.

SKDM, Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS) kapsamında ücretsiz karbon tahsisatlarının kademeli olarak kaldırılmasıyla uygulanacaktır. Böylece, yüksek karbon maliyetlerinden kaçınmak için üretimin düşük karbon düzenlemelerine sahip ülkelere kaydırılması önlenecek ve adil piyasa koşulları sağlanacaktır.

Türkiye, AB’ye yaptığı ihracat nedeniyle SKDM’den doğrudan etkilenecektir. SKDM’ye uyum sağlanmaması, karbon yoğun sektörlerde rekabet gücünün zayıflamasına ve ek maliyetlerin artmasına neden olabilir. Bu nedenle, şirketlerin karbon emisyonlarını doğru hesaplaması, raporlaması ve düşük karbonlu üretim süreçlerine geçmesi kritik öneme sahiptir.

SKDM, Türkiye’de emisyon yönetimi konusunda farkındalığı artırarak sanayinin sürdürülebilir dönüşümüne katkı sağlayacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin kendi emisyon ticaret sistemini geliştirmesi ve AB ile uyumlu düzenlemeler oluşturması, uzun vadede ekonomik ve çevresel avantajlar sunacaktır.

SKDM’nin Yasal Çerçevesi ve Uygulama Takvimi:

17 Mayıs 2023 : SDKM Tüzüğü yürülüğe girdi

1 Ekim 2023 : Geçiş dönemi başladı (raporlama yükümlülüğü)

1 Ekim 2023 – 1 Aralık 2025 : Geçiş Dönemi

1 Ocak 2026 : Mali yükümlülüklerin devreye girmesi

SKDM Tüzüğü 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama yükümlülüğü ile sınırlı olarak uygulamaya girmiştir. Bu kapsamda, 1 Ekim 2023-31 Aralık 2025 tarihleri arasında, mali yükümlülük doğmayacak bir geçiş dönemi söz konusudur.

Geçiş dönemi, uygulama esaslarının oturtulması, veri toplanması ve uygulamanın iyileştirilmesine yönelik aksayan noktaların tespit edilmesi gibi amaçlara hizmet edecek, bu dönemdeki deneyim çerçevesinde gerekli iyileştirmeler ve ikincil mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirilecektir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, 2025 sonuna kadar olan geçiş döneminde, ithal edilen ürünlere gömülü emisyonlar (embedded emissions) için herhangi bir ücretlendirme yapılmayacak; mali yükümlülüklerin devreye girdiği asıl uygulama dönemi 1 Ocak 2026 itibariyle başlayacaktır.

EMİSYON TİCARET SİSTEMİ (ETS) VE AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

Dünya, iklim krizine karşı mücadelede yeni ekonomik araçlar geliştiriyor. Bunlardan en etkili olanlardan biri olan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), şirketlerin veya sektörlerin saldığı karbon emisyonlarını sınırlayarak düşük karbonlu üretimi teşvik etmeyi ve bu sınırın üzerinde emisyon üretenlerin ekstra maliyetler ödemesini sağlayan piyasa bazlı bir mekanizmadır. “Kirleten öder” prensibine dayanır ve şu şekilde işler:

  1. Emisyon Üst Limiti (Cap): Devlet veya düzenleyici kurumlar, belirli bir sektör ya da ülke için yıllık emisyon miktarına bir üst sınır koyar.
  2. Karbon Kredileri (Allowances): Şirketlere belirlenen üst limite göre belirli miktarda emisyon hakkı (karbon kredisi) tahsis edilir.
  3. Ticaret (Trade): Emisyon sınırını aşan şirketler, fazla emisyon hakkı olan şirketlerden karbon kredisi satın alabilir. Böylece toplam emisyon miktarı kontrol altında tutulur.

ETS, Avrupa Komisyonu’nun Fit for 55 paketi kapsamında revize edilerek daha sıkı karbon düzenlemeleriyle genişletildi. 2030 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını %55 oranında azaltma hedefi, emisyon ticaret sisteminin etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır.

İş Dünyasında Yeni Dengeler

Düşük Karbon Yatırımları Teşvik Ediliyor
Yıllık emisyon kısıtlamalarının giderek sıkılaşması, şirketleri daha temiz üretim teknolojilerine yatırım yapmaya yönlendiriyor.

Karbon Sızıntısı ve Rekabet Dengesi
Bazı şirketler, karbon düzenlemelerinden kaçınmak için üretimlerini daha gevşek düzenlemelere sahip ülkelere kaydırıyor. SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) ile bu riskin azaltılması ve adil rekabet ortamının sağlanması hedefleniyor.

Karbon Ücretlendirmesi ile Çevresel Maliyetler Yansıtılıyor
Şirketler, karbon salım maliyetlerini ürün ve hizmet fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor. Bu da tüketicileri ve endüstriyi daha düşük karbonlu alternatiflere yönlendirmeyi sağlıyor.

Küresel Piyasalar İçin Karbon Yönetiminin Geleceği

ETS, 2005 yılında AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) ile başladı. Bugün, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Japonya ve Avusturya dahil olmak üzere birçok ülke kendi ETS sistemlerini oluşturmuş durumda. 2025 itibarıyla ise küresel çapta emisyon ticaret sistemlerinin kapsamı giderek genişliyor.

Gelecekte ETS’nin, sürdürülebilir kalkınma ve düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandıran bir politika aracı olarak daha geniş sektörlere yayılması bekleniyor. Şirketler için erken adaptasyon, rekabet avantajı sağlarken, karbon maliyetlerini düşürme fırsatı sunacak.

Emisyon Ticaret Sistemi, sadece karbon salımını düzenlemekle kalmayıp şirketleri yeşil dönüşüme teşvik eden kritik bir mekanizma olmaya devam ediyor. Düşük karbon ekonomisine geçişte başarılı olmak isteyen işletmeler için ETS’ye uyum sağlamak, rekabetin ve sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacak.